İstanbul'da bir polis tanıdığımla görüştüm. Anlattıkları vahim tabloyu özetliyor. Herhangi bir soruşturmaya maruz kalmaması için çalıştığı bölge ve karakolu paylaşmayacağım. Kendisinin anlattıkları şu şekilde:
"Karakolun alt katına inseniz bir koğuşta onlarca yabancı var...
Doğru düzgün Türkçe bile konuşamıyorlar, kimisi hiç Türkçe bilmiyor. Hırsızlık, taciz, gasp, uyuşturucu ve türevi suçlardan geliyorlar. Üzerlerinde ne bir kimlik var, ne sistemde bir kayıtları... Yani bunları burada tutmamız bile o kadar zorluyor ki bizi...
Alt kata inmeye arkadaşlarımız çekiniyor. Kokudan yanlarına gidilemiyor. Acilen sevklerini yapmaya çalışıyoruz. Vatandaş veya sığınmacı statüsünde olmayanları geri gönderme merkezlerine iletiyoruz. Oradan ne yapılıyor bilmiyorum, ama geri dönüyorlar bir şekilde..."
Biz inanın bunlarla uğraşmaktan normal suçlulara bakmaya vakit bulamıyoruz. Dahası tutuklanmadıklarını bildiklerimiz bizi de yıpratıyor. Boşa kürek çekiyoruz sanki. Burada şahit olduğumuz olaylardan dolayı artık sürekli ailemde aklım kalıyor. Sık sık arıyorum, soruyorum.
Sığınmacı veya vatandaşlık statüsü kazananların durumu da ayrı sorun. Çünkü cezaevlerinde de büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Bizim görevimiz adli makamlara teslim etmek. Ancak sonrasında yine kişileri benzer suçlardan alınca bütün motivasyonumuzu yitiriyoruz."
Polis arkadaşımın anlattıkları gerçekten çok üzücü. Bir ülkenin göz göre göre nasıl bitirildiğini, sokaklarının nasıl huzursuz hale geldiğinin ispatı niteliğinde.
Türkiye'deki suç ve şiddet oranları her zaman yüksekti. Bir de buna göç dalgası ve kaçaklar eklendi.
Gebze'de Ayşegül'ü, İzmir'de Batuhan'ı, Ankara'da Emirhan'ı katlettiler. Bursa'da eli bıçaklı saldırgandan son anda bir kızımız kurtuldu, görüntüleri tüyler ürpertti. Dün İstanbul'da bir asansörde yaşananlar hepimizi şoke etti.
Tüm yaşananlar toplum üzerinde büyük bir huzursuzluk oluşturuyor.
Kontrolsüz göçün bu denli büyük ve yoğun yaşandığı bir başka ülke bulunmuyor.
Gitmek isteyenleri Türk Sahil Güvenliği yakalayıp ülkeye geri getiriyor. Türkiye üzerinden Belarus'a gitmek isteyenlerin önüne geçmek için THY seferleri iptal ediyor.
Türkiye'ye ne olursa olsun bunları burada tutun görevi verilmiş ve gerisine karışılmıyor.
Ekonomik buhranla kavrulurken, en güzel yerlerimiz, evlerimiz yabancıların oluyor.
Sokaklarda dolaşmak bile hayati risk taşıyor.
Geleceğimizden endişemiz sadece ekonomik değil sosyolojik bir sorun haline geldi.
Evet cezalar caydırıcı değil maalesef,bilhassa hırsızlık,gasb ve bıçaklama ki bilhassa kadınların bıçaklanmasında iyi halden indirim veya en ağır ceza adlî kontrol şartı ile serbest. Yabancıların hangisi kendi ülkesinde böyle rahat suç işleyebilir. Bizim, Türkiye vergi cenneti,dediğimiz gibi,onlar için de Türkiye suç işleme cenneti. E tabi bedava yiyip içmenin yatıp kalkmanin bir teşekkürü olması lazım. Onlara göre demek böyle teşekkür ediyorlar,adeta yemek yedikleri tabağa pisleyerek.