Sayın Hocam,
Ülkemin geleceği olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz Türk Eğitim sistemindek, çözecektik be hocam!..
Işık olmuştunuz, umut olmuştunuz...
Herkes bilir; hiçbir sorun, sorunu yaratan bilinç düzeyinde çözülemez.
Çözülemez de anlayamadığımız kısım; diğer dünya ülkelerinden örnek vererek soruna işaret etmeniz.
Bakın; en basitinden örneklemek gerekirse: Tek hücreli canlılar ışığa yönelir veya ışıktan kaçar. Tek hücreliler de bile müthiş bir bilinç düzeyi!..
Sayın Bakan,
Ülkemde her dönem gibi bu günlerde de mantik hep aynı aslında. Fakat sizin zarar ziyan hesabınız kabarmakta!..
Siz ki; ömrünüzü Türk Milli Eğitim sistemine adadınız, üniversitelerin ya da özel eğitim kurumlarının kuruluşunda bulundunuz,müfredat reformunda başarılarınız oldu, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı gibi eğitim sistemine sayılamayacak başarıların altına imzanızı attınız.
Rüzgar esiyorsa bıraksaydınız da söğüt düşünseydi. Siz eğitimde bir çınarken, içinize giren kurt neydi ki, rüzgarda söğütün dalları kırılırken, sizin gibi çınar; yıkıldı...
Annelere babalara, meslektaşlarımıza ve öğretmenlerimize umut olmuştunuz.
Umut veren sözleriniz; problemi çözmeniz adına üst düzey bir bilincin ifadesiydi.
Hani, yeni sistemi ahlak üzerine kurgulayacaktınız! Hani, temel kavramınız adalet olacaktı!
Biliriz ki, adaletsizliğin en büyüğü; adil gibi görünüp adil olamamaktır.
Sayın Ziya Selçuk,
Ülkemde, eba sisteminden, bilgisayarı veya interneti ya da her ikisi olmadığı için faydalanamayan çocuklarımızın karşılaştığı adaletsizlik değil midir?
Hani, "bakan" olmayacak, "gören" olacaktınız.!
Peki, şu anda liyakatsiz, işi bilmeyen ve yalnızca bir sendikanın defansı ile atananları görmekte niye zorlanıyorsunuz?
Bilimi, aklı, sanatı, sporu ve ahlâkı konuşacaktık.
Özel okullar dışında, kaç okulumuzda sanat adına resim müzik atölyeleri, kaç okulumuzda spor salonları yaptınız?
Niteliği konuşacaksak; sistemin temelinde insan olmayak mıydı?
Diploma temelli anlayışı reddediyorsak; oyun ortasında kural değiştirmeyecektiniz.
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz Milli Eğitim Sisteminde, söylediklerinizle umut olan Sayın Hocam;
Milli Eğitim Sistemi; artık sel oldu, yıkmakta her yeri, her şeyi..
Azgın Sular gibi bulanıklaşan eğitim sistemimiz; çamura bulanmış sel sularının arasında, çukura döküyor geleceğimizi., çocuklarımızı...
"Sorunu yaratan bilinç ile çözemeyiz" demiştim.
Görünüyor ki; bu selde, yerin altında olsa da kütük olanlar; azgın suların üzerinde kendini kurtarıyor!..
Siz; neden geleceğimiz; çocuklarımız ile aynı çukura düştünüz?
Çukurlar kapatıp, yollar açmayacak mıydınız?