Okuyucularım bilirler…
Atatürk’ü Öldürme Planları adlı kitabımda Ata’mıza yapılan ve daha önce bilinmeyen suikast girişimlerini arşiv belgeleri ışığında sizlere aktarmıştım.
Bu aralar Atatürk’e atılan bütün iftiralara cevap veren bir kitap yazmanın telaşı içindeyim. “Atatürk döneminde dini bayramlar” meselesi üzerinde yoğunlaştım. Dönemin gazetelerini tarayıp, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dini bayramlarda neler olup bittiğini incelerken, karşıma bir başka suikast girişimi çıktı.
1929’un Ramazan Bayramını kana bulamayı hedefleyen organize bir suikast girişimi…
1929 Mart’ında, İstanbul’da Ermeni diş doktoru Kalfayan’ın muayenehanesinde yapılan toplantıda Atatürk’ün öldürülmesine karar verilmişti.
Kadriye isimli bir kadın, suikast işi için memur edilmişti.
Kadriye, “Bu işi yapmak için tabanca bulamazsam iğne ile yapacağım, ama mutlaka muvaffak olacağım” diyordu.
İhanet toplantısına Ermeni komitacı Murat, Selanikli Osman ve iki kişi daha iştirak etmişti.
Atatürk’ü öldürmek maksadıyla Ankara’ya giden ve kendisine bir de silah temin eden Kadriye, amacına ulaşamadan yakalandı. Cumhuriyet gazetesi Kadriye’nin yakalanmasını “Ankara’ya gayet masum emellerle gittiğini iddia eden bu kadının pek feci ve alçakça bir gaye takip ettiği ve milletin göz bebeği Büyük Gazi’nin hayatına suikastta bulunmak istediği anlaşılmıştır” diyerek duyurdu.[1]
Kadriye sorgusunda suikast planının Kalfayan muayenehanesinde yapıldığını itiraf etti. Gözaltına alınan Kalfayan, Ferdi ve Osman’ı sahte pasaportla Romanya’ya kaçırttığını söyledi. Ermeni komitacı Murat, diğer iki suikastçı gibi Romanya’ya kaçmıştı. Murat ve Osman Romanya Hükümeti tarafından yakalanıp sorgulanmak üzere Türkiye’ye teslim edildi.
Suikastın esas tertipçisi olduğu iddia edilen Ferdi ise Viyana’ya kaçmış ve Avusturya ile iadei mücrim anlaşması olmadığı için Türkiye’ye Viyana’da kalmıştı.
1929’un Ramazan Bayramını yasa dönüştürmek isteyen bu hain suikast girişimi, Türk istihbaratının dikkati sayesinde bertaraf edilmişti.
[1] Cumhuriyet, 13 Mart 1929.