Türk Dünyasının Kardeşliği ve EBULFEZ ELÇİBEY
Sovyetler Birliği’nin 1990’ların başında dağılmasından sonra, bütün dikkatler Türk dünyasına yönelmiştir. Dünya sisteminin 20’inci yüzyılın güç hesaplarına kurban ettiği Türk dünyasının büyük bir bölümü, bu yüzyılın sonlarına doğru bağımsızlığına kavuşarak, geleceğin güç dengelerini belirleyecek duruma gelmiştir.
Dil birliği, fikir birliği ve iş birliğini ifade eden Türk dünyası üzerinde, geçmişte olduğu gibi bugün de büyük oyunlar oynanmaktadır. Kardeşlik ve dayanışmanın yerine ayrılık tohumlarını ekmek isteyenler her zaman olduğu gibi boş durmuyorlar. Bu çirkin oyunlara karşı geçmişte yılmadan mücadele eden Alperen ruhlu dava adamlarının mücadeleleri ve fikirleri, Türk dünyasının kardeşliği ve dayanışması mücadelemizde bizlere rehberlik etmektedir.
Alperen ruhlu Ebulfez Elçibey, Türk dünyasının kardeşliği ve dayanışmasına hayatını adamış bir devlet adamıdır. Azerbaycan’ın ve Türk dünyasının efsanevi isimlerinden Ebulfez Elçibey, 1938’de Nahcıvan’ın Keleki köyünde doğmuştur. Bakü Devlet Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1962 yılında mezun olan Elçibey, mezuniyetinden kısa bir süre sonra Mısır’a tercüman olarak gönderilmiştir. Azerbaycan’a döndükten sonra zamanını ve enerjisini millî şuurun uyanmasına harcayan Ebulfez Elçibey, bu faaliyetleri nedeniyle 15 Ocak 1975’te tutuklanmış ve 1,5 yıl hapiste kalmıştır.
Azerbaycan’ın bağımsızlığı için uzun yıllar mücadele eden, düşüncelerinde, Mirza Feth Ali Ahundzade, Ahmet Ağaoğlu, Mustafa Kemal Atatürk, Mehmet Emin Resulzâde ve Alparslan Türkeş’ten etkiler taşıyan Elçibey, 16 Temmuz 1989 tarihinde Azerbaycan Halk Cephesi Partisine Başkan seçilmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılma işaretleri vermesi üzerine Azerbaycan Türkleri de bağımsızlık için harekete geçmiştir. Azerbaycan Türklerinin bu isteği, 19-20 Ocak 1990 tarihinde Sovyet ordusu tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
Ebulfez Elçibey, 130 kişinin hayatını yitirdiği, 700 kişinin yaralandığı bu üzücü olaya rağmen, Mehmet Emin Resulzâde’den miras aldığı “Yükselen Bayrak Bir Daha İnmez” parolası eşliğinde mücadelesine devam etmiş ve 30 Eylül 1991 tarihinde Azerbaycan bağımsızlığını ilan etmiştir. Ayaz Muttalibov’un kısa süren Cumhurbaşkanlığının ardından, 7 Haziran 1992 tarihinde ilk defa yapılan demokratik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Halk Cephesi lideri Ebulfez Elçibey, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığına getirilmiştir.
Halk Cephesi iktidarı birçok siyasal, ekonomik ve sosyal probleme rağmen büyük yeniliklere imza atmıştır. Kril alfabesi bırakılarak tekrar Latin Alfabesine geçilmiş, Türk dili resmi dil olarak belirlenmiş, Azerbaycan’daki Rus ordusu Mayıs 1993’te Azerbaycan’dan çıkarılmış, ilk defa millî para tedavüle çıkarılarak kullanılmaya başlanmış, uluslararası birçok kuruluşa üye olunmuş, Türkiye ile çok yakın ilişkilerin yanı sıra, dünya ülkeleri ile ekonomik, sosyal, kültürel, diplomatik ilişkiler başlatılmıştır.
Elçibey’in iktidarına karşı 4 Haziran 1993’de Gence’de başlayan ayaklanma büyüyerek Bakü’ye kadar yayılmış, bu ayaklanma üzerine Halk Cephesi İktidarı sona ermiş ve Ebulfez Elçibey, kardeş kanı akmasının önüne geçip Azerbaycan’ı bir iç savaştan uzak tutmak için Bakü’yü terk etmiştir. 31 Ekim 1997’de Keleki’den Bakü’ye tekrar dönen Ebulfez Elçibey, Azerbaycan’da demokratik bir siyasi hayat ve Türk dünyasının kardeşliği için mücadelesine devam etmiştir.
Dürüst ve samimi kişiliği, tarih, dil bilim ve sosyoloji konularındaki engin kültürü onu seçkin ve saygın bir devlet adamı konumuna getirmiştir.
Gazeteci-yazar Kenan Akın, Elçibey hakkında önemli tespitler yaptığı bir yazısında şunları belirtmiştir:
“… Ebulfez Elçibey’in hayatı, mücadelesi, sözleri her Türk Milliyetçisine örnek ve buyruk olma vasfını taşıyor. Onun da Başbuğ gibi söylevleri, direktifleri Türk dünyasına hâlâ ışık saçıyor. Ebulfez Elçibey’i anlamak ve anlatmak her Türk’ün görevleri arasında yer alıyor. Bütün ömrünü Türk dünyasının birliği ve Azerbaycan’ın bağımsızlığına, özgürlüğüne adamış olan Ebulfez Elçibey, bir meşale gibi, daima gönüllerde yanıyor. Komünist rejimin zulmü altında inim inim inleyen Türklere daima umut kaynağı olan Elçibey’in direnişinin, Azerbaycan’ın bağımsızlığına giden yolu araladığı biliniyor ve kabul ediliyor… 62 yılın cefayla geçen en az 40 senesini, Türklüğün yücelmesi, dayatmalara karşı direniş günleri ile geçiren Ebulfez Elçibey, alperenlerin nasıl ortaya çıktığının en belirgin örneğini teşkil ediyor…”
Gönüllerimizde bir meşale gibi yanan büyük dava adamı Ebulfez Elçibey, 22 Ağustos 2000 tarihinde hayata veda etmiştir.