FIFA kurallarına göre ülke federasyonları resmi futbolcu menajerlerini kayıt altına tutmak ve bu kayıtları yayınlamak zorunda. Bu federasyonun FIFA’ya ve diğer ülke federasyonlarına karşı yapmakla yükümlü olduğu bir sorumluluk.
Yine FIFA kuralları gereği kulüpler her yıl Mart ayı sonunda o sezon boyunca yaptıkları tüm transferlerde görev alan bütün menajerleri ve ödemeleri federasyona bildirmek zorunda. Bu da kulüplerin federasyona karşı yapmakla yükümlü olduğu bir sorumluluk.
Yine FIFA kuralları gereği federasyonlar bir sezon boyunca ülkedeki bütün menajer operasyonlarını web sitesinden yayınlamak zorunda. Bu da federasyonun halka ve tüm futbol paydaşlarına karşı üstlendiği bir sorumluluk.
Bunlar kurallar.
Peki bu kurallara uyuluyor mu?
İncelediğimizde federasyonun kayıt tutma işini iyi yaptığını görüyoruz. TFF web sitesine girerek Türkiye’deki menajerlerin listesine ulaşabilirsiniz.
Kayıt tutma işi tamam. Liste var mı? Var.
İyi bir idareci liste tutar. Durumu idare eder. İyi bir yönetici soru sorar. Durumu irdeler.
İşte burada işler biraz karışık.
Listeye baktığımızda çoğu menajerin kaydı olmasına rağmen durumları aktif değil. Askıda. TFF jargonuna göre ‘askıda’ demek şu oluyor: Fi tarihinde bir kayıt yaptırmış, lisansını çıkartmış ama ondan sonra federasyona hiç uğramamış, lisansının süresi dolmuş.
Menajerlik lisansları her sene yenilenir. Ehliyet gibi ömür boyu futbolcu menajeri lisansı yoktur. Her sene evrakları tazelersiniz ve ücretini yatırırsınız. Durumunuz aktif değil, pasif ise yani TFF’nin resmi jargonuyla ‘askıda’ ise menajerlik yapamazsınız! Şu an benim bildiğim ve piyasada iş yapmaya çalışan birçok menajerin durumu askıda görünüyor.
Yine TFF kurallarına göre bir futbolcu menajerinin bir futbol kulübüyle organik veya dolaylı hiçbir bağı olamaz! Futbol kulübünde resmiyette değil ama pratikte neredeyse idari menajer olarak çalışan menajerleri herkes biliyor…
Devlet memuru olanı, Türkiye’de yaşamasına rağmen offshore hesapları olanları.. say say bitmez..
Uzatmayalım. Uzun lafın kısası, liste tutmak yetmez, listedekileri denetlemek de gerekir!
Gelelim ikinci kısma.
Kulüpler sorumluluğunu yerine getiriyor mu? İşte burası tam bir komedi! Üzücü demiyorum çünkü insan, aklıyla dalga geçildiğini ve alenen yalan söylendiğini bildiğinde üzülmez! Sadece güler!
Geçen hafta TFF kulüplerden gelen bilgiler doğrultusunda 2019/2020 sezonunda Türkiye’deki kulüplerin dahil oldukları tüm menajerlik işlemlerini yayınladı.
Bu liste sadece yabancı oyuncular için geçerli bir liste değil. Türk oyuncular için de geçerli.
Bu şu demek oluyor: Türkiye’de TFF’ye bağlı profesyonel 4 lig var. TFF 2. ve 3. Liglerde ise gruplar var. Her birini tekil olarak saydığımızda ise Türkiye’de profesyonel futbol oynanan toplam 7 lig var. Bu 7 ligde mücadele eden toplam profesyonel futbol kulübü sayımız 126!
126 tane futbol kulübü!
Bu kulüplerin hepsi ama istisnasız hepsi her transfer döneminde onlarca transfer yapıyor.
Bu 126 futbol kulübünün TFF’ye yolladığı rapora göre bu sezon sadece 14 takım menajerlerle çalışmış ve ödeme yapmış. Evet gülmeye başlayabilirsiniz…
Süper Lig’deki 18 takımdan 9’u menajerlerle çalışmış! Süper Lig’deki diğer 9 takım bütün transferlerini menajersiz yapmış. TFF 1. Lig’de sadece 2 takım menajerlerle çalışmış! Tebrik etmek gerekiyor!
Listeye girenlerin de hepsi her transferi bildirmemiş. Bazıları göstermelik 1 tane bildirmişler. Mesela Konyaspor sadece 55.000 TL menajerlik ücreti ödemiş. Para birimini yanlış yazmadım. Bir sıfır da eksik değil. Yazıyla tekrar edeyim. 55 bin TL.
Galatasaray da geçen sene sadece 10.000 Euro menajerlik ücreti ödediğini iddia etmişti. Tepkiler gelmiş olmalı ki geçen sene 10.000 Euro olan ödemeler bu sene 3 milyon Euro’ya çıkmış.
Ligin lideri Başakşehir ve Türkiye Kupası finalisti Alanyaspor hiç menajerlerle çalışmamış! Kayıtlara göre menajerlere bir kuruş ödeme yapmamışlar.
Şunu da belirtmek isterim. Burada bir yolsuzluk imasında bulunmuyorum. Çok net biliyorum ki bu paralar gerçekten menajerlere ödeniyor.
Peki nasıl ve neden kayıtlara geçmiyor?
Çok basit. Menajerlerin komisyonu futbolcunun alacağı maaşa ekleniyor. Diyelim ki futbolcu 500.000 Euro alacak. Kontratına 550.000 Euro yazılıyor. O 50.000’de peşinat veya ilk taksit olarak hemen ödeniyor. Aynı gün oyuncu bankaya gidiyor. Hesabından 50.000 Euro çekiyor ve bu parayı elden menajerine veriyor!
Peki bu bizi neden ilgilendirsin? Sorun ne?
Menajer kayıt dışı para kazanmış oluyor. Vergi yok, kayıt yok. Şirketlere yatırılan paranın izi sürülür, elden verilen paranın sürülmez. Oyuncu zaten ciddi bir vergi vermediği için parayı kendi hesabından çekiyor ve menajerine elden veriyor. Bu durum aynı şekilde kulüp içinde vergi avantajı sağlıyor. Karşılıklı bir çıkar birliği var.
İkinci bir neden ise kulüplerin hala lisanssız menajerlerle çalıştığına işaret ediyor. Şöyle ki kulüp bir futbolcu ile anlaşıyor ama menajerinin lisansı yok. O yüzden kulüp ve menajer bu ilişkisini federasyona bildirmiyor. Lisanssız menajer operasyonda gözükmüyor ama ücretini alıyor. TFF bir nevi kandırılmış oluyor.
Bir diğer neden ise, yurtdışındaki menajerlerin Türkiye Futbol Federasyonu’na kayıt olmak istememesinden kaynaklanıyor. Kurallar gereği, Portekiz’de, İngiltere’de, Almanya’da veya herhangi bir başka ülkede %100 yasal ve lisanslı menajer olsanız bile Türkiye’deki bir takımdan komisyon almanız için ayrıca TFF’ye de kayıt olmanız gerekiyor. Bu da yabancı menajerin TFF’ye evrak ve daha önemlisi bir ücret yatırması demek. Yabancı menajer bununla uğraşmak ve ek lisans ücreti ödememek için ‘kayıt dışı’ işlem yapmak istiyor. Aslında bu TFF’nin gelir kaybına uğramasına ve az da olsa ülkemizin ek döviz girdisinden mahrum kalmasına neden oluyor.
Sonuç: Futbol yönetimi ciddi bir iştir ve bu ciddi işin en önemli kısımlarından birisi de kuralların denetimidir! Ciddi bir denetim ve kontrol mekanizmasının olmadığı her yerde ‘atı alan Üsküdar’ı geçer’.