ERDOĞANIN YAPTIĞI SİYASET ÇOK TEHLİKELİ
Size evvela bir fotoğrafı hatırlatmak istiyorum. (Buraya fotoğrafı koyalım dedi Emin bey) Geçtiğimiz cuma günü sayın Recep Tayyip Erdoğan Çamlıca Camii’nde cuma namazından sonra yaptığı konuşmada “dil koparttı.” Bu çok tehlikeli ve çok zararlı bir siyasettir. Din siyasete sonuna kadar alet ediliyor. Önümüzdeki kampanya döneminde de neredeyse bir cihat ruhu içinde harekete edileceğini öngörmek için herhalde kâhin olmaya lüzum yok. Bu tehlikeli gidiş inşallah Türkiye’ye çok büyük zararlar vermez.
SEDEF KABAŞIN SÖYLEDİKLERİNİ TASVİP ETMİYORUM
Geçtiğimiz hafta Sezen Aksu’nun maruz kaldığı bu dil koparma tehdidinin yanı sıra bir gazeteci Sedef Kabaş’ta cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandı. Evvela şunu söyleyeyim Sedef Kabaş’ın yaptığını ve söylediklerini kesinlikle tasvip etmiyorum. Söylediği “Öküz saraya çıkınca kral olmaz ama saray ahır olur” sözlerini içeren atasözü hiç yakışık kalmayan bir ifadeydi. Bunu kime hitaben söylediği çok belli. Mesela bir örnek vereyim. Bu atasözünü başka birileri Dolmabahçe sarayı diye söyleseydi tepkiniz ne olurdu? Gazetecilerin de konuşmalarına dikkat etmeleri ve gazetecilik yaparken aynı zamanda siyasetin içine bu kadar girmemeleri herhalde daha doğru olacaktır.
ADALET BAKANININ BEYANATI DA İÇLER ACISI
Sedef Kabaş’ın söylediklerini tasvip etmemekle beraber bu hadisenin üzerine Sedef Kabaş henüz savcılığa sevk edilmeden önce Abdulhamid Gül’ün verdiği "Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır" beyanatı daha da içler acısı. Bir adalet bakanı normal bir hukuk devletinde bu şekilde bir beyanatta bulunabilir. Eğer adalet bakanı bu şekilde konuşur ise mahkemeler özgür iradeleriyle hukuk çerçevesinde davranabilirler. Sonuç olarak Sedef Kabaş hükmü baştan verilmiş olarak tutuklandı. Geçmiş olsun. Bir an evvel hürriyetine kavuşmasını temenni ederim.
TÜRKİYE TEK PARTİ REJİMİ YAŞIYOR
Geçen hafta bir önemli konu da Nebati Bey’in yapmış olduğu toplantı sonucundaki açıklamalar idi. Nebati Bey çok açık sözlü biri. Merkez bankasının hiçbir şekilde bağımsızlığı kalmadığını beyan etti. Doğrudur. Türkiye’de ne merkez bankasının ne RTÜK’ün ne de mahkemelerin bağımsız olduğunu düşünmek Türkiye’nin bu günkü durumunu anlamama manasına gelir. Bugün Türkiye’de tek parti rejimi vardır ve bir tek parti rejimi içinde kurullar, kurumlar, mahkemeler ve yönetim nasıl hareket ederse öyle hareket ediliyor.
İKTİDAR SEÇİM İÇİN DİNİN YANINDA İMRALI’YI DA KULLANACAK
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve parlamento seçimi için kampanya başlamışken iktidarın dini siyasete alet etmenin yanı sıra ikinci kullanacağı argüman da herhalde İmralı olacak. Kürt kökenli seçmenin oylarını alabilmek için büyük bir gayret içindeler. Ben daha evvel de yazdım. Yakın bir gelecekte belki de seçimlerden evvel Öcalan ev hapsine çıkarılırsa buna hiçbir şekilde şaşırmamak lazım.
Önümüzdeki günlerde seçim kanunu tartışılacak. Bu seçim kanunu görüşmelerinden sonra ittifakların ne olacağı şekillenecek Cumhur İttifakı da seçime gerek parlamento gerek cumhurbaşkanlığı seçimi için mutlaka Kürt oylarını almak için çalışacak. Öcalan konusunda ne yapacaklarını ise merakla bekleyip göreceğiz.