MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bahçeli'nin gündeminde ise türk tabipler birliği vardı.
Doktorların göç polemiğine değinen Bahçeli, "TTB'ye bakarsan Türkiye sağlıkta çoktan iflas bayrağını çekmiştir. Eğer bu ülkede gitmesi gereken varsa o da TTB'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın" dedi.
Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Koronavirüsle mücadelede doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız hayatlarını riske atmak pahasına insan üstü bir gayretle mücadele etmişlerdir. Hepsine müteşekkiriz. Hepsine şükran duyuyoruz. Gece gündüz demeden fedakarlık anıtı haline geldiler. Türkiye, sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunun halkasında doğru yönetim ve isabetli altyapı yatırımları olduğu kadar doktorlarımız, hemşirelerimiz, ebelerimiz, hasta bakıcılarımız, teknik kadro vardır.
Sağlık çalışanlarımızın temel sorunlarını, haklı taleplerinin bilincindeyiz. Nitekim sayın Cumhurbaşkanımızın dün açıkladığı 5 müjdenin çok değerli ve sevindirici olduğu kanaatindeyiz. MHP ve Cumhur İttifakı hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın her zaman destekçisi, dert ortağıdır.
"NİFAK YUVASI"
TTB'nin bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı nifak yuvası olarak her yalana, iftiraya sarıldığı aleni bir gerçek olarak karşımızdadır. Bunlar hipokrat yeminlerini çiğneyen, hekimliğin itibarına menfur ideolojik saplantılarla zarar veren yüz karalarıdır.
Şimdi de diyorlar ki hekimlerimiz Türkiye'yi terk ediyormuş. Bilmiyorlar ki kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan hekimlerimizin hiçbir yere gittiği veya gitmeyi düşündüğü yoktur. Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa o da TTB'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar. Gidişleri olsun da gelişleri olmasın. Bunlar dışında giden olursa da keyifleri bilir. Mevlana gibi, "Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük; bir başka bahar için sadece yaprak döktük" deriz.
Bütün sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınıyorum. Bu melanet hastalığın sonuna yaklaşmaktan memnuniyet duyuyorum. Her gecenin bir sabahı vardır, o sabahın ışığı ufukta görünmüştür."
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
CHP Genel Başkanı iki günlük Diyarbakır gezisi esnasında Çanakkale önlerine gelen zalimlerin izinden yürüdüğünü teşkil ederek 'Tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir' diye konuşmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür. Vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu'nun karanlık tarihini bilemeyiz. Şayet kastettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihi ise önce Çanakkale'ye bakmasını sonra da zillet emellerini gözden geçirip aklını başına devşirmesini tavsiye ederim. Türkiye'nin yüzünü kızartacak bir tarihi yoktur. Bunu iddia edenler Çanakkale'de tepelediğimiz düşmanın bugünkü devamıdır. Çanakkale bir şuurdur, bir ufuktur, bir gururdur, aziz şehitlerimizin zafer emanetidir. Bu emanet başımız üstündedir, namusumuzdur asla kirletilemeyecektir. Kılıçdaroğlu kendisiyle, kendi tarihiyle yüzleşebilir. Hatta beklenen de budur. Ancak Türk tarihi ile yüzleşme niyeti varsa uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu'nun tarihi değildir. Buna hiç hakkı yoktur. Yozgat'ta başka Diyarbakır'da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz. Kılıçdaroğlu'nun mertse, gözü kesiyorsa ağzından ıslanmış baklayı çıkarsın da görelim. Nereye varmak istediğini açıklasın da duyalım. Kimlerin hesabına çalıştığını açıklasın da gerçek yüzünü tanıyalım. Sayın Kılıçdaroğlu söyler misin Türk milleti kimden özür dileyecek? Nedir senin meselen? Kimlerdir seni böyle seferber eden?
Doktorların göç polemiğine değinen Bahçeli, "TTB'ye bakarsan Türkiye sağlıkta çoktan iflas bayrağını çekmiştir. Eğer bu ülkede gitmesi gereken varsa o da TTB'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın" dedi.
Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Koronavirüsle mücadelede doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız hayatlarını riske atmak pahasına insan üstü bir gayretle mücadele etmişlerdir. Hepsine müteşekkiriz. Hepsine şükran duyuyoruz. Gece gündüz demeden fedakarlık anıtı haline geldiler. Türkiye, sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunun halkasında doğru yönetim ve isabetli altyapı yatırımları olduğu kadar doktorlarımız, hemşirelerimiz, ebelerimiz, hasta bakıcılarımız, teknik kadro vardır.
Sağlık çalışanlarımızın temel sorunlarını, haklı taleplerinin bilincindeyiz. Nitekim sayın Cumhurbaşkanımızın dün açıkladığı 5 müjdenin çok değerli ve sevindirici olduğu kanaatindeyiz. MHP ve Cumhur İttifakı hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın her zaman destekçisi, dert ortağıdır.
"NİFAK YUVASI"
TTB'nin bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı nifak yuvası olarak her yalana, iftiraya sarıldığı aleni bir gerçek olarak karşımızdadır. Bunlar hipokrat yeminlerini çiğneyen, hekimliğin itibarına menfur ideolojik saplantılarla zarar veren yüz karalarıdır.
Şimdi de diyorlar ki hekimlerimiz Türkiye'yi terk ediyormuş. Bilmiyorlar ki kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan hekimlerimizin hiçbir yere gittiği veya gitmeyi düşündüğü yoktur. Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa o da TTB'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar. Gidişleri olsun da gelişleri olmasın. Bunlar dışında giden olursa da keyifleri bilir. Mevlana gibi, "Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük; bir başka bahar için sadece yaprak döktük" deriz.
Bütün sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınıyorum. Bu melanet hastalığın sonuna yaklaşmaktan memnuniyet duyuyorum. Her gecenin bir sabahı vardır, o sabahın ışığı ufukta görünmüştür."
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
CHP Genel Başkanı iki günlük Diyarbakır gezisi esnasında Çanakkale önlerine gelen zalimlerin izinden yürüdüğünü teşkil ederek 'Tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir' diye konuşmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür. Vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu'nun karanlık tarihini bilemeyiz. Şayet kastettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihi ise önce Çanakkale'ye bakmasını sonra da zillet emellerini gözden geçirip aklını başına devşirmesini tavsiye ederim. Türkiye'nin yüzünü kızartacak bir tarihi yoktur. Bunu iddia edenler Çanakkale'de tepelediğimiz düşmanın bugünkü devamıdır. Çanakkale bir şuurdur, bir ufuktur, bir gururdur, aziz şehitlerimizin zafer emanetidir. Bu emanet başımız üstündedir, namusumuzdur asla kirletilemeyecektir. Kılıçdaroğlu kendisiyle, kendi tarihiyle yüzleşebilir. Hatta beklenen de budur. Ancak Türk tarihi ile yüzleşme niyeti varsa uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu'nun tarihi değildir. Buna hiç hakkı yoktur. Yozgat'ta başka Diyarbakır'da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz. Kılıçdaroğlu'nun mertse, gözü kesiyorsa ağzından ıslanmış baklayı çıkarsın da görelim. Nereye varmak istediğini açıklasın da duyalım. Kimlerin hesabına çalıştığını açıklasın da gerçek yüzünü tanıyalım. Sayın Kılıçdaroğlu söyler misin Türk milleti kimden özür dileyecek? Nedir senin meselen? Kimlerdir seni böyle seferber eden?