Meral Akşener'den afiş tepkisi: "Bizi engellemeye çalışan Beştepe değil, Saraçhane"

TAKİP ET

Partisinin seçim afişlerinin engellendiğini duyuran İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Bizi sansürlemek isteyen; saray değil, belediye. Bizi engellemeye çalışan Beştepe değil, Saraçhane" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul, Ankara ve İzmir'de seçim afişlerinin billboardlara asılmamasıyla ilgili, "Birileri istiyor ki billboard olmadan seçim çalışması yapalım, bizi sansürlemek isteyen Beştepe değil Saraçhane!" diyerek CHP'nin seçim çalışmalarını engellediğini söyledi.

TİP Milletvekili Can Atalay kararının Meclis'te okutulmasına da değinen Akşener, "Yargıtay'ın anayasayı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına TBMM eşlik etmiş oldu. Yürütmenin yargıya baskısından yasama da payını aldı. Devlet organları arasında sorunları çözmesi gereken Erdoğan krizi derinleştirmeyi tercih ediyor." ifadelerini kullandı. 

İyi Parti lideri, konuşmasının sonunda sığınmacılarla ilgili kendi partisine ait belediyelerdeki tutumunu açıklayarak, "Kazandığımız il ve ilçelerde kaçak ve sığınmacı ekonomisine asla geçit vermeyeceğiz. Yabancı uyruklu hiçbir kişinin kurumlarımızda çalışmasına izin vermeyeceğiz" görüşünü paylaştı. 

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle: 

"Bugüne kadar, karşımıza; nice engeller, iftiralar, yalanlar çıktı. Türlü baskılarla, tehditlerle, linçlerle mücadele ettik. Defalarca durdurulmak, sindirilmek, susturulmak istendik. Hepsini, teker teker aştık. Durmadık, yılmadık, yorulmadık ve rabbime şükürler olsun bugünlere geldik. Yolumuza, çöp kamyonları dizdiler sokaklarda yürüdük! Elektriklerimizi kestiler ışıksız salonlarda buluştuk! Sesimizi kısmak istediler megafonla konuştuk! Hatta yeri geldi sırf birilerinin tekerine, çomak sokuyoruz diye; sahipsiz kurşunlarla karşılaştık. Ve nitekim, bugün de önümüzde, yeni bir engel var.

Ana muhalefet partisi de meğer bizden çok rahatsızmış Milletimiz için çok doğru şeyler yapıyoruz demektir. Birileri istiyor ki billboards'suz seçim çalışması yapalım. Bizi sansürlemek isteyen Beştepe değil Saraçhane! Yandaş olana da yoldaş olana da mecbur değilsin. 

CHP'YE BİLLBOARD TEPKİSİ
Ankara İzmir'de de asılmayacakmış. Sonra da Eş Başkanlık denince kızıyorlar. Uygulanan bu korkutma taktiği size de bir yerden tanıdık geliyor mu? Partimiz kuruluş lansmanı için anlaştığımız ancak iptal edilen ünlü oteli hatırlayın. Ne kadar nostaljik değil mi? Bu tür durumlarda belediye onay vermiyorsa, sebebiyle birlikte imzası ve kaşesiyle birlikte şirkete dolayısıyla bize iletmesi gerekir. 

"BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM!" 
Sayın Özgür Özel, Eskişehir'de çok ilginç bir konuşma yaptı. Bizimle ilgili imanın ötesine geçen AKP ile tuhaf bazı ilişkilerin olduğunu ifade eden çok ağır bir suçlama yaptı. Bunun cevabını vermek zorundasınız muhterem. 2017'de biz hayır oyu kullanmak için kampanya yaptık. Kılıçdaroğlu'na gidin sorun, CHP 1 liralık yardım yapmış mı? Kılıçdaroğlu emrinde belediyeler eliyle bize 1 lira yardım yapmış mı? Sayın Kılıçdaroğlu bu işin peşini bırakmayacağım. 

Sayın İmamoğlu, Mansur Yavaş, Muhittin Böcek, Zeydan Karalar, ben sizi şu işi halledin şuradan iş gelecek diye aradım mı? Sayın Kılıçdaroğlu ben size herhangi bir talepte bulundum mu? Sizden istemedik, size kazandırdık. 2017'den beri AK Parti iktidarını eleştiren, hatta 2019da bizzat Erdoğan'ın seni hapse attırırım dediği, bu alanda 1 lira almadığıma göre... Biz AK Parti ile ittifak yapmadık muhteremler, yapa yapa siz yapıyorsunuz biz değil. Bu soruların cevabını istiyorum. İyi Partimize pek çok şey söylendi, bedavacı bir siyaset götürdüğüne dair, bize düşman olanlar dahil söyleyemediler. Bunun peşini bırakmayacağımı buradan ilan ediyorum. Herkes haddini hukukunu bilecek. 

"BUNLAR TUNCELİ DİYEMEZ"
"Bir taraf Atatürk'ümüze düşman hangi onursuz varsa onunla birlikte yol yürürken, diğer taraf ise malum şer ocağına şirin gözükmek için ismini bizzat Atatürk'ün verdiği vilayetimizin adını bile söyleyemez. Tunceli'yi bile söyleyemez."

Mesela bunlar bir taraftan Cumhuriyetimize sahip yapıyormuş gibi yapanlar, bir taraftan özerkliği federasyonu dilinden düşürmeyen, cumhuriyeti zulüm olarak gören DEM'li kafalardan ayrılamaz. Mesela demokrasiyi savunuyormuş gibi yaparlar. 

Nitekim; iktidarın, yıllardır pazarladığı “AK Parti işi demokrasi” trenine de, bine bine; hem de birinci sınıf bilet alıp ana muhalefet partisi binmiş! Hak, hukuk, demokrasi hassasiyetleri aynı iktidarınki gibi; sadece, kendileriyle aynı fikirde olanlar içinmiş. Sansüre ve baskıya karşı, özgürlüğü savunmaları tıpkı iktidarınki gibi kuyruklarına basılana kadarmış! Ez cümle; milletin verdiği yetkiden aldığı gücün, kibriyle kendini kaybeden sadece AK Parti değil bizzat ana muhalefeti yönetenlermiş.

"ONLARIN HEPSİNE KARŞI; BİZ, GURURLA, TEK BAŞINAYIZ"
"Özünde, birbirinden hiçbir farkı olmayan, bu iki zihniyetin dayattığı; kirli siyaset düzenini, reddettiğimiz için; onların hepsine karşı; biz, gururla, tek başınayız! Kürsülerden birbirine, bağırıp çağırarak; iktidar alanlarını, korumaya çalışan; bu riyakârlığı reddettiğimiz için; onların tamamına karşı; biz, gururla, tek başınayız. Kavga, gürültü ve hamasetten başka bir şey üretmeyen; milletimizin birliğinden değil; ayrışmasından beslenen; bu goygoy siyasetini, reddettiğimiz için onların, topuna karşı biz, gururla, tek başınayız. Milletin derdinin, konuşulmadığı; milletin sesinin, duyulmadığı milletin taleplerinin, karşılanmadığı hangi taraf, kazanırsa kazansın; kaybedenin, daima milletimizin olduğu; bu kayıkçı kavgasını, reddettiğimiz için onların, “alayına” karşı biz, gururla, özü başınayız!"

ANAYASAL DEVLET KRİZİ
Yargıtay'ın anayasayı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına TBMM eşlik etmiş oldu. Yürütmenin yargıya baskısından yasama da payını aldı. Devlet organları arasında sorunları çözmesi gereken Erdoğan krizi derinleştirmeyi tercih ediyor. Bu arkadaşlar için devlet kanun önemsiz hale geldi. Unuttukları bir şey var; anayasamız bu ülkenin andıdır. Uğradıkları kararların meşruiyetini neye dayandıracaklar. Onlar ne kadar unutmuş olsalar da tarihe karşı yükümlülüğümüzü gelecek nesile karşı sorumluluğumuzu unutmayacağız. 

"GELİN FİLİSTİN LEHİNE DAVAYA DAHİL OLALIM"
İktidara bir kere daha çağrıda bulunmak istiyorum; BM soykırım sözleşmesine taraf olan ülkelerin davaya müdahil olma hakkı var. Gelin biz de Filistin lehine davaya müdahil olalım. Katil Netanyahu'ya karşı bu davaya açma cesaretini siz değil Güney Afrika gösterdi. Filistin konusunda bizimle hemfikirseniz, haydi buyurun. Kararı Gazi Meclisimize getirin biz varız. 

"SIĞINMACI EKONOMİSİNE ASLA GEÇİT VERMEYECEĞİZ"

26 Ocak'ta İzmir'de Suriyeli bir sığınmacının vahşice saldırısıyla 12 yaşındaki bir çocuğumuzu kaybettik. Annesini 7 kez bıçaklayan cani 12 yaşındaki Behiye'yi de sırf korkup çığlık attığı için bıçaklayarak öldürdü. Vahşetin geldiği son nokta işte budur. 

Uzun zamandır sürdürülen stratejik göç mühendisliğinin sonucunda toplumsal güvenliğimiz tehdit altında. Birçok çocuğumuz tacize tecavüze şiddete uğramaktan korkan birçok kadın tehdit altında. Kontrolsüz göç ve sığınmacı sorunu Türkiye'nin milli güvenliği için en öncelikli tehditlerden biri haline geldi. Milli kültürümüz tahrip ediliyor.

Devleti yönetenler havaya bakıp ıslık çalmaya devam ediyor. 

Kimsenin şüphesi olmasın ki İYİ Parti'nin yönettiği ütün belediyelerde sığınmacı sayısını azaltacağız.