Kafeinsiz kahve tüketimi her geçen gün artıyor

TAKİP ET

Aşırı kahve tüketiminin yol açtığı bir takım nedenler kahve içenleri ya kahveyi bırakmaya ya da kafeini azaltıp kafeinsiz kahve içmeye yönlendiriyor. Bu sayede de kafeinsiz kahvenin popülerliği hızla artıyor.

Kafeinsiz kahvenin küresel pazarda 2022'de 15,3 milyar sterlinden, on yılın sonunda 22,5 milyar sterline çıkması bekleniyor.

Kafeinsiz kahveler farklı metotla üretiliyor

Uzmanlar kafeinsiz kahve tercihinin artmasının, teknolojinin gelişmesiyle de bağlantılı olduğunu düşünüyor. Kahve ağaçlarının kirazlarında bulunan tohumlar, onları alışık olduğumuz kahverengi fasulyeye dönüştüren kavurma makinelerine gönderiliyor. Ancak kafeinsiz ürünlerde öncelikle kafeinin giderilmesi için bir işlem yapılır.

Daha ucuz kafeinsizler için bu işlem kanserojen içerdiği için bazı eleştirmenler bunun yasaklanması gerektiğini savunuyor. Ancak çoğu kişi kafeinsiz kahvede o kadar küçük miktarlar bulunduğunu ve herhangi bir tehdit oluşturmadığını söylüyor.

Londra'daki sürdürülebilir kahve markası Grind'den Howard Gill ise gelişen teknoloji ile bu işlemin artık çok daha farklı ilerlediğine dikkat çekiyor: "Üreticiler başka hiçbir yerde satamayacakları bozuk çekirdekleri alıp 'Tamam, bunları kafeinsiz olarak kullanacağız' diyorlardı. Günümüzde ise çiftlikler, kafeinsiz kahve için tohumları bilinçli olarak yetiştiriyor."

Yıllardır kahvenin sağlığa etkileri tartışılırken artık kafeinsiz ve kafeinli olarak kahvenin etkilerinden bahsedilir hale geldi.

Kahvenin sağlık üzerinde yan etkileri var mı?

Sağlık bilimleri şirketi Zoe'nin baş beslenme uzmanı ve yazarı Dr. Federica Amati, "İnsanlar sıklıkla 'iyi olmaya çalışıyorum ve kahveyi azaltıyorum' diyor, ancak kafeini tolere edebilenler için kahve içmek sorun değil. Hepimizin onu metabolize etme şekli farklı ve bazı insanlar genetik olarak olumsuz etkilere karşı daha hassas" diyor.

Pek çok insan günde üç ila beş kahveyi hiçbir sorun yaşamadan içerken, bir kısım ise kaygı, uykusuzluk, kalp atışlarında artış ve hatta göz seğirmesi yaşıyor. Hatta kimisinde bu belirtiler yalnızca bir fincandan sonra görülebiliyor.

Perimenopoz, bazı kadınların kafein almadan bile kaygı ve uyku bozukluğu yaşamasına neden olur. Amatide "O zamanlar sabahları keyifle içtiğiniz bir fincan kahvenin artık kendinizi daha endişeli hissetmenize neden olduğunu fark edebilirsiniz" diyor.

Hamilelikte ise, günde 200 mg'dan fazla kafeinin (iki fincan hazır kahve) düşük yapma riskini artırdığına ve bebeğin büyümesini kısıtlayabileceğine dair kanıtlar var. Ancak bazı Parkinson hastalığı olan bazı kişilerin kafeinin daha özgür hareket etmelerine yardımcı olduğu da görüldü.

Kahvenin faydaları saymakla bitmiyor...

Amati, ayrıca kahvenin iyi geldiği bazı sağlık sorunlarına da dikkat çekiyor: "Bunlar arasında bilişsel işlevlerde iyileşme ve kalp hastalığı, kolon kanseri ve herhangi bir hastalıktan ölüm riskinde azalma yer alıyor. Kahve polifenol bakımından zengindir ve lif içerir ve birlikte bağırsak mikrobiyomu için harika bir prebiyotik karışım görevi görür."

Ayrıca menopoz döneminde bağırsaklara dikkat etmek gerektiğini de belirtiyor: "Mikrobiyomdaki bir bakteri alt kümesi östrojene duyarlı ve menopozda ölmeye başlar. Yani eğer kafein sizi rahatsız ediyorsa kahveyi bırakmak yerine kafeinsiz kahveye geçebilirsiniz. Hala polifenolleri ve lifi alıyorsunuz.”

Çoğu kahve, katkı maddeleri içermez, ancak örneğin 'cappuccino' olarak pazarlanan hazır karışım poşetler emülgatörler içerebilir. Amati şunu ekliyor: "Ve şekerli kahveden uzak durmaya çalışın, çünkü o zaman bazı olumlu sonuçlar ortadan kalkar."