Gökan Zeybek: "Enflasyonun kontrol edilememesi depremin hasarlarının giderilmesindeki en büyük engellerden bir tanesidir"

TAKİP ET

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde basın toplantısı düzenledi. Zeybek, "AKP'nin makro ekonomik politikalarının enflasyonu ve döviz kurlarını uçurması depremin hasarlarının giderilmemesinin önündeki ana engeldir" dedi.

CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda bugün basın toplantısı düzenledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde meydana gelen 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde, bu süreçte yaşananları değerlendirdi. Zeybek, "İktidar depremin yaralarını sarmakta sınıfta kalmıştır. Laf kalabalığı, sayısal veri bombardımanı ile kafa karıştırmayı bir kenara bırakmalıdırlar. TOKİ ülkenin kalan kısmında herhangi bir iş yapmasa, komple deprem bölgesine yoğunlaşsa da; bu kadar afet konutunun bu hızla yapılması 10 yılı bulacaktır. AKP’nin makro ekonomik politikalarının enflasyonu ve döviz kurlarını uçurması depremin hasarlarının giderilmemesinin önündeki ana engeldir" dedi. 

"YIKIMIN VE KAYIPLARIMIZIN BOYUTUNU HATIRLATMAK İSTİYORUM"

Depremlerden sonra bir yıl içindeki gelişmeler ve gelinen nokta hakkında verilerin aktarıldığı toplantıda Gökan Zeybek şunları söyledi:

"Yıkımın ve kayıplarımızın boyutunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Depremdeki kayıplarla ilgili açıklamalar birbirini tutmuyor. Depremden sonra seçimlere kadar dönemin İçişleri Bakanı her ay farklı bir sayı açıkladı, İBB Başkan Adayı Murat Kurum, bir televizyon röportajında 130 bin yurttaşı kaybettik dedi sonra geri aldı, sosyal medyadaki eleştiriler dinmeyince bugün İçişleri Bakanımız açıklama yapmak zorunda kaldı. En son kayıp sayımız 53 bin 537. Kayıplar konusunda iktidar hiçbir şey söylemek istemiyor ama Cuma günü kayıp ailelerinden bazıları toplanıp 38’i çocuk 147 kişinin deprem sırasında kaybolduğunu belirterek ilgililerin konuya eğilmesini istediler.

"11 İLDE TOPLAM 518 BİN 9 KONUT ACİL VE YIKIK DURUMDA"

İçişleri Bakanı Yerlikaya geçtiğimiz hafta, 6 Şubat depremleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Bu açıklamada 'Depremler sonrasında maalesef 38 bin 901 bina yıkılmıştı' dedi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 6 Mart 2023 tarihli Deprem Sonrası Değerlendirme Raporu’nda yıkık bina sayısı 35 bin 355. Bu durum bile bize sayıların açıklanmasında şeffaflıktan ne kadar uzak olunduğunu göstermektedir. Daha da önemlisi bakan acil, ağır ve yıkık konut sayılarını söylememektedir. Tabloda da görebileceğiniz gibi 11 ilde toplam 518 bin 9 konut acil, ağır ve yıkık durumdadır. Bu tablonun güncel halindeki rakamlar ise çok daha fazladır. Depremin yıkıcılığının yoğun olarak yaşandığı 4 ilden 1 ilçeyi örnek olarak inceleyelim, Anadolu Ajansı’nda 8 Nisan 2023’te yayınlanan bir habere göre Defne’de 982 bina yıkık, 943 bina acil yıkılması gereken durumda ve 8894 bina da ağır hasarlı durumdaymış. Maalesef kaç bağımsız bölümün/konutun yıkılmış olduğuna dair veriler paylaşılmamaktadır. Ancak; TRT’nin bir haberine göre Cumhurbaşkanı 12 Mart 2023’te şunları söylemiştir: 'Şehirlerimizin yeniden inşası ve ihyası için kolları hemen sıvadık. Bir yıl içinde konut ve köy evi olarak 319 bin haneyi inşa ederek insanlarımızın içine taşınmasını sağlayacağız. Sadece Defne'de yapacağımız konut sayısı 26 bin 261'dir. Mevcut tespitlere göre deprem bölgesinde toplam 650 bin konut inşa etmemiz gerekiyor. Allah'ın izniyle bunların hepsini de inşa ve ihya faaliyetlerini yaparak bu büyük afetin şehirlerimizdeki izlerini tümüyle sileceğiz.'

TOKİ’nin yayınladığı verilere göre Defne’de 2 adet afet konutu projesi vardır ve bunlar inşaat halindedir. 1523 konuttan oluşan birinci projenin fiziki ilerleme oranı yüzde 30, 1546 konuttan oluşan projenin fiziki ilerleme oranı yüzde 4’tür. Yıkılmış, yıkılmakta olan ve ağır hasarlı binaların toplam sayısının 10.819 olduğu Defne’de, inşaatı devam eden ve bu gidişle bir yıldan önce bitmesi pek mümkün görünmeyen konut sayısı 3.069’dur.

"CUMHURBAŞKANI '26 BİN 261 KONUT YAPACAĞIZ' DİYOR, TOKİ '3 BİN 69'UNA BAŞLADIK' DİYOR"

Cumhurbaşkanı diyor ki '26 bin 261 konut yapacağız', TOKİ diyor ki '3 bin 69’una başladık. Çok moral bozucu bir tablo.' Konut projeleri gerçekleştirmeleri ve tamamlanmaları çok yıla yayılabilen projelerdir. Genelde bir projenin bitmesi bir yıldan uzun sürer. Ama TOKİ’nin tamamladığı projeler üzerinden yapılan genel hesaplamalara göre kurumun yıllık konut üretme kapasitesi 58-60 bin civarındadır. Ancak; 2023 yılında projelendirilen-sözleşmeye bağlanan 113 bin afet konutunun dışında ayrıca 26 bin civarında da diğer projelerde konut inşaatına başlandığını görüyoruz. Henüz tamamlayamasa da herhangi bir ödenek sınırlaması, ihale yöntemi sınırlaması olmamasına rağmen TOKİ 2023 yılı içinde toplamda sadece 113 bin afet artı 26 bin sosyal, 140 bin kadar konutu projelendirerek sözleşmeye bağlayabilmiştir. İktidar depremin yaralarını sarmakta sınıfta kalmıştır. Laf kalabalığı, sayısal veri bombardımanı ile kafa karıştırmayı bir kenara bırakmalıdırlar. TOKİ ülkenin kalan kısmında herhangi bir iş yapmasa, komple deprem bölgesine yoğunlaşsa da bu kadar afet konutunun bu hızla yapılması 10 yılı bulacaktır.

"TOKİ’NİN AFET KONUTU SÖZLEŞME MALİYETİ SADECE 7 AYDA YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNDE ARTMIŞ DURUMDADIR"

Son bir yılda bu işlerin neden tamamlanamadığına gelirsek: TOKİ’nin afet konutlarını bitirememesinin nedenleri, artan işçilik ve malzeme fiyatları karşısında müteahhitlerin iş yapamaz hale gelmiş olması, kötü finansal yönetim, yer ve alan seçimlerinde gecikme, karar süreçlerinin tek adama bırakılmasıdır. Dahası, yeterli sayıda vinç operatörü, usta gibi kalifiye elemanın bulunamadığı da sürekli dile getirilmekte. Projelerin önemli bir kısmına ilave olarak iş merkezi, camii ya da çevre-altyapı inşaatları da yer aldığı için ortalama konut maliyetine ilişkin kesin bir hesaplama ve karşılaştırma yapılamamaktadır. Ancak; 21 Şubat 2023’te gerçekleşen 3 projeye ilişkin ihalelerde konut başına yaklaşık maliyet 1,7 milyon TL civarındadır. TOKİ’nin internet sitesinde sözleşme bedeli bilgisi yer alan son ihalelerden birisi olan 21 Eylül 2023 tarihli ve 256. sıradaki 'Hatay İli, Samandağ İlçesi, Hıdırbey Mahallesi 424 Adet Konut İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi'nin bedeli toplamda 1 milyar 487 milyon ve konut başına maliyet ise yaklaşık 3,5 milyon TL’dir. Yani TOKİ’nin afet konutu sözleşme maliyeti sadece 7 ayda yüzde 100’ün üzerinde artmış durumdadır.

"BİR METREKÜP C35-C40 HAZIR BETONUN FİYATI ŞU ANDA 3 BİN TL’Yİ AŞMIŞ DURUMDA. BİR YIL ÖNCE 1.400 TL CİVARINDAYDI"

Fakat TÜİK’in açıkladığı İnşaat Maliyeti Endeksi verilerine göre; İkamet amaçlı binalar için işçilik maliyeti son şubat 2023 ile eylül 2023 arasında yüzde 39,3 artış. Malzeme fiyatları ise aynı dönemde yüzde 28 artmış. Toplam inşaat maliyeti de yüzde 31,7 artmış. Ama aynı dönemde konut başına TOKİ'nin sözleşme bedeli yüzde 100'ün üzerinde artmış.  Konumuz TÜİK değil ama, TÜİK'in açıkladığı verilerinde bir sıkıntı olduğunu bizzat başka bir kamu kurumu olan TOKİ ispat etmekte. Tekrar inşaat maliyetleri konusuna dönersek: 1 metreküp C35-C40 hazır betonun fiyatı şu anda 3 bin TL’yi aşmış durumda. Bu fiyat bir yıl önce bin 400 TL civarındaydı. Yani, hazır beton fiyatı yüzde 100’ün üzerinde artmış durumda. İnşaat demirinin ortalama ton fiyatı şu anda 25 bin TL’ye yaklaşmış durumda. İnşaat demirinin tonu bir yıl önce 15 bin TL civarındaydı.

"ENFLASYON DEPREMİN HASARLARININ GİDERİLEBİLMESİNİN ÖNÜNDEKİ ANA ENGELDİR"

Dahası, önceden fiyatları pek etkilemeyen nakliye maliyetleri, şu anda 40 lirayı aşmış olan dizel fiyatı yüzünden çok artmış durumda. Yani, inşaat malzemesinin inşaat yerine taşınması da artık başlı başına önemli bir maliyet kalemine dönüşmüş durumda. Son olarak; hem işçilik ücretleri çok artmış durumda hem de TL olarak kazandıkları ile geçinemeyen inşaat ustaları yurtdışında çalışıp döviz geliri elde etmeyi tercih ettikleri için; maalesef ülkemizde yeterli inşaat ustası da bulunamamakta. Yani AKP’nin makro ekonomik politikalarının enflasyonu ve döviz kurlarını uçurması depremin hasarlarının giderilmesinin önündeki ana engeldir. Aralık 2023 tarihinde açıklanan İstanbul’un kentsel dönüşümüne yönelik yol haritasında yarısı bizden kampanyası ile 350 bin konutun dönüşümü hedeflendiği ve 5 yılda 1,5 milyon riskli bağımsız bölümünün dönüştürüleceği söylenmiştir. Rezerv alanlarda 400 bin yeni konut üretileceği belirtilmiştir. TOKİ ve Emlak Konut’un bu zamana kadar ki dönüşüm karnesine baktığımızda bu sayıların gerçekçi olmadığı görülmektedir: TOKİ İstanbul’da 21 yılda toplam 59 bin 770 konut tamamlandı, 39 bin 076 konutun yapımı devam ediyor. Bunların 10 bin 282 adedi kentsel dönüşüm amacı dışında üretilen üst segment konuttur. Emlak Konut ise 21 yılda 80 bin 788 konut üretmiş olup bunların 68 bin 644’ü lüks konut statüsündedir. Lüks konut ayrımı yapmadan TOKİ ve Emlak Konut’un ürettiği konut sayılarını dikkate aldığımızda bile yıllık ortalama 6 bin 693 konut üretildiği görülmektedir. Bu performansa göre vadettiği 400 bin yeni konutun üretilebilmesi için 60 yıl gerekmektedir.

"GEÇMİŞ 25 YILLIK KİPTAŞ TARİHİNDEN DAHA FAZLA RİSKLİ YAPIYA ÇÖZÜM ÜRETİLMİŞTİR"

1 Temmuz 2019’dan itibaren İBB iştiraki KİPTAŞ’ın 23 farklı ilçede tamamladığı ve devam eden sosyal konut ve kentsel dönüşüm projelerinin ulaştığı bağımsız birim sayısı 18 bin 834. KİPTAŞ görev süresi boyunca 8 bin 136 bağımsız birimden oluşan 22 projenin temelini atmış durumda 10 bin 39 bağımsız birimden oluşan 16 projeyi tamamlayarak hak sahiplerine teslim edilmiş durumdadır. Bunların 8’inin temeli KİPTAŞ’ın göreve geldiği dönemde atıldı. Sahada aktif olarak 8 bin 795 bağımsız birimden oluşan 34 projenin çalışmaları devam etmekte. Bunlardan 15’inin inşaat çalışmaları devam ederken, 19’u yapım, uzlaşı ve proje aşamalarında. 4,5 yılda teslim edilen ve devam eden projelerimizle birlikte 70 binden fazla vatandaşımıza dokunulmuş durumda. Yeni dönemde kentsel dönüşüm projeleri kapsamında 10 farklı ilçede 16 proje için 2.093 riskli bağımsız birimi yıkımı gerçekleşti. Şimdiyse KİPTAŞ çalışması devam eden 8 ilçedeki 14 proje kapsamında 718 bağımsız birime daha çözüm üretmeyi hedeflemekte. Böylece geçmiş 25 yıllık KİPTAŞ tarihinden daha fazla riskli yapıya çözüm üretilmiştir. KİPTAŞ’ın yeni döneminde yıllık ortalama 465 yıkım gerçekleşirken, geçmiş dönemde bu ortalama 67 idi. Son 4,5 yılda şeffaflık ilkesi doğrultusunda kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirildi. Temeli atılan sosyal konut projelerinin özellikleri anketlerle halka soruldu. Sosyal konut başvuruları ilk kez online yapıldı. Sosyal konutlarda sağlık çalışanları ilk kez ayrıcalıklı grup kategorisine alındı. İlk kez çevreci sosyal konut üretildi, Türkiye’de ilk kez bir sosyal konut projesinde gri su geri kazanım sistemi Tuzla Meydan Evler’de kullanıldı. Sosyal konut ve dönüşüm projelerinde bulunduğu bölgeye hizmet veren kreşler inşa edildi.

"ERDOĞAN 99 DEPREMİNDE 'BUNA İHMAL DENMEZ BUNA OLSA OLSA KURALLARA UYMAMA DENEBİLİR' DEMİŞTİ"

Marmara bölgesinin doğusunda 1999 yılında gerçekleşen ve onbinlerce ölüme yol açan depremden kısa bir süre sonra AK partiyi kurarak seçimlerden galip çıkan ve Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan yaşananlardan ders aldığını söylüyordu. Nitekim 2003 yılının Mayıs ayında Bingöl’de meydana gelen ve 200’e yakın kişinin ölümüne yol açan depremden sonra bölgeye giden Erdoğan şöyle konuştu:

'Buna ihmal denmez, buna olsa olsa kurallara uymama denilebilir. İhale şartlarına uyulmamıştır, kontrolleri iyi yapılmamıştır, malzemeden çalma gibi işler olmuştur. Toplumun bundan ders alması gerekir, bir daha böyle olayların yaşanmaması gerekir.' Böyle konuşan bir başbakanın daha sonra 20 yıldır iktidarı yönetirken deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkede atılan her adımda bu hassasiyeti göstermesi beklenir. Erdoğan’ın bu sözleri söylemesinin üstünden geçen 20 yıl içinde Erdoğan’ın giderek kendisiyle özdeşleştirdiği devlet; AK Parti devleti, rant kaygısıyla; zemin etüdü şartı aramadan, ihaleye girenlerin aynı zamanda denetim yapmasına fırsat vererek, 6 Şubat’ta meydana gelen ve onbinlerce insanı öldüren, daha fazlasını yaralayan, işsiz, evsiz, sakat bırakan, esnafın elinden malzemesini, ekmek teknesini alan, büyük depremlerin sorumlusudur. Sonuç olarak, İktidarın bugünkü projeksiyonuyla ne deprem bölgesindeki insanların konut sorunları çözülmesi mümkün ne de yanlış göç politikasının neden olduğu konut sorununun çözülmesi mümkün.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek:
"Enflasyonun kontrol edilememesi, döviz kurlarının sürekli olarak artması depremin hasarlarının giderilmesinin önündeki ana engellerden bir tanesidir."

— Aykırı (@aykiricomtr) February 5, 2024

Kaynak: ankahaber.net