Devlet Bahçeli: "Gündeme gelmek için kendilerine saldırı düzenletenler"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a saldırı konusunda, "kendi kendilerine saldırı düzenletenler" yorumunda bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bahçeli, son günlerde gündeme gelen şiddet olayları ile ilgili "Kendilerin saldırı düzenlettirip, evlerinin balkonundan kameraya alıyorlar" yorumunda bulundu.
İYİ Parti, CHP ve HDP'ye sert sözlerle yüklenen Bahçeli, HDP'nin kapatılma çağrısını yineledi. Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör ataması sonrasında başlayan protestoları da eleştiren Bahçeli, Ahmet Davutoğlu hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.
Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmeleri sırasında kendilerini ziyaret ettiğini hatırlatan Bahçeli, "Biz onun namertliğini iyi biliriz. Koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bize geldiğinde söylediklerini açıklamış olsaydık insan içine çıkacak hali kalmazdı" şeklinde konuştu.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar:
Bizi arayan çarpık kulislerinde, çıkar lobilerinde, çorap ortamlarda değil Türk milletinin varlığında bulacaktır, nitekim bariz farkımız da budur. Geldiğimiz yer belli, varacağımız yer bellidir. 3-5 kendini bilmezin 5-10 densizin karalamasıyla yolumuzdan dönecek değiliz, mahcubiyetimiz yok ki yüzümüz kızarsın. Mağlubiyetimiz yok ki başımız öne eğilsin, açığımız yok ki korkularımız öne çıksın. Biz onun bunun ne dediğine bakmıyoruz, millet, ecdat ne diyor, Allah ne buyuruyor ona bakıyoruz.
Fanatizmin uşağı olanlar MHP ile boy ölçüşemez. Hep aynı ilkellikler, hep bildik tahrik ve bayatlamış suçlamalar tekraren tedavüle sokulmuştur.
MHP’yi şiddet yanlısı göstermek, sokak diline saplanıp kaldığını iddia etmek ayıplı ve ahlaksız bir suçlamadır. İnsan sevgimizin sadakasını versek 7 sülalesine yetecek olan çevrelerin partimizi kavga ve karışıklıkla bir gösterme çabası hayasız bir tuzaktır. Biz bu tuzağa düşmeyiz, kara kampanyalara asla teslim olmayız. Kum torbası gibi hiç değiliz, uysal koyun görülemeyiz, çakallık yapanan Bozkurt gibi dikiliriz.
GÜNDEME GELMEK İÇİN KENDİLERİNE SALDIRI DÜZENLETENLER
Bazı gazeteci ve siyasetçilere yönelik saldırılarda milliyetçi-ülkücü hareket arasında bağ kurmak zorba ve zorlama bir isnattır. Taraf olmadığımız saldırının faili olarak gösterilmek ucuz bir provokasyon taktiğidir. Hiç kimse şiddet ihalesini üzerimize yıkmaya çalışmasın. Gündeme gelmek için kendilerine saldırı organize edenler, sudan sebeplerle ve kişisel anlaşmazlıklarla husumet çemberine sıkışınlar suç ve suçluyu uzaklarda araştırmasınlar.
Sicili kabarık bir siyasetçinin evinin balkonuna kamera yerleştirip kavga anını kayda aldırması sonra da dönüp masumiyet pozuna bürünmesi, bununla da yetinmeyip ‘Bana saldırdılar’ çığırtkanlığına tevessül etmesi bildik bir numaradır.
Film setlerinde görülebilecek bu numaralar eskimiş alıcısı da kalmamıştır. ABD’deki başkanlık makamının devir teslim dönemine isabet eden bir süreçte Serok Ahmet’in telaşla harekete geçmesi, sözde gazetenin istismarla yoğurulmuş haberleri, malum saldırıların gerçekleşme zamanlaması dikkatle analiz edilmesi gereken bir kurguya delalettir. Ülkücüleri suçlu göstermek, Cumhur İttifakı’nda sorun varmış gibi servis etmek, iç huzursuzsuzluk yaratmak için toplumsal hassasiyetlerle oynamak zillet ittifakına ulaşmış görev emridir.
DAVUTOĞLU'NUN BİZE SÖYLEDİKLERİNİ ANLATSAK İNSAN İÇİNE ÇIKACAK YÜZÜ KALMAZDI
CHP ve İP'in parlamenter sistem arayışında son haline gelmesi, Rusya'daki benzer bir krizin gösterilmesi tehlikeli sinyaller arasındadır.
Boğaziçi Üniversitesi’nde 24 gündür süregelen eylemler bize göre prova niteliği taşımaktadır. MHP ile Cumhur İttifakı’nın neden hedefe konulduğu ortaya çıkaracaktır. Cumhur İttifakı kaos hayallerini suya düşürmektedir, milli birlik ve iç huzur ortamını baltalamayı düşünenleri şaşkına çevirmektedir.
Serok Ahmet’in MHP düşmanlığı rastlantı değildir. Her karışıklığın altında parmak izi bulunan Serok’un konuşmaya ne hakkı ne de haddi vardır. Biz onun namertliğini iyi biliriz.
Koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bize geldiğinde söylediklerini açıklamış olsaydık insan içine çıkacak hali kalmazdı. Serok Ahmet menfaat ilişkisini derhal gözden geçirmeli. İcazetli siyasetini sonlandırmalı. "
GÜLNAZ ŞIRINGA HABERİ
Gülnaz Şırınga hemşirenin başına gelenler talihsizliktir. Sokak arasında gizlenen kalabalık bir grup, bu kardeşimizi darp etmişler, dayaktan geçirmişler, komaya sokmuşlar. Suçsuz hemşireye saldıranlara hayret ettim. Şu anda hayatta kalma mücadelesi verdim. Gülendan Enjektör'e geçmiş olsun diliyorum, daha dikkatli aşı yapacaklarına inanıyorum.
Şaka bir yana, tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Mizahı menfur bir şiddet gibi okuyan utanmaz simalar ne kadar da çoğaldı. Bu dava dualıdır, himaye eden Allah'tır. MHP'nin şiddetle işi yoktur, karmaşa çıkarmak isteyenlere işi yoktur. Bu sevgiye layık olmayanlar çıkabilir onları Allah'a havale ederiz. Gülnaz Şırınga haberini heyecanla anlatan sözde gazeteciye nefret insan sağlığına zararlıdır. Her kim nasıl bakıyorsa öyle görür. Kötü söz sahibine öyle döner.
"HDP KAPATILSIN" ÇAĞRISI
CHP Genel Başkanı şiddetten rahatsızsa, İP'in başındaki kişi şiddetle arasına mesafe koyduysa teröriste terörist demesini öğrenmelidir. HDP ile ittifak kuranların, Demirtaş'a güzelleme yapan gafillerin terörden rahatsızlıkları garip bir çelişkidir. HDP Esenyurt'taki görüntüler malumun ifşasıdır. HDP bir siyasi parti dışında ne varsa odur. Ön kapısından giren, arka kapısında Kandil'e çıkmaktadır. Hangi ülkede böylesine bir kepazelik vardır? Bu demokrasi midir? YPG'nin afişlerini asmak, bebek katilinin posterlerini taşımak insan haklarının evrensel prensiplerinin neresinde yazılıdır? HDP'yi savunmak, Türkiye'nin egemenlik haklarını yok saymaktır. Asil demokrasi düşmanı, asil insanlık düşmanı, Mehmetlerimize kurşun sıkanlarla kol kola girenlerdir. HDP demek, PKK demektir. HDP demek ihanet demektir. HDP demek bebeklerimize ölüm demektir.
6-8 Ekim olayları hakkında hazırlanan iddianame, HDP'nin kapatılması konusunda somut deliller görülecektir. Bizim parti kapatılmasıyla ilgili görüşlerimiz açıktır. Çizgimizde bir değişiklik olmamıştır. MHP, Türkiye'nin çıkarlarının temsilcisidir. Parti yöneticisi ve üyelerinin sorumlu tutularak cezalandırılması her zaman dile getirilir. Siyasi partilerin kapatılması halinde, bu partilere oy veren seçmenler ve sorumluluğu olmayan yöneticiler de cezalandırılmış olacaktır. Sadece bireysel sorunların, siyasi yaptırımla cezalandırılması, bunların eylemlerinin ayrıca takibat gerektirmesi halinde, yargı sürecinin önün açılması en makul yöntemdir. Şiddeti ve terörü siyasal bir araç olarak kullanan, anayasal düzeni yıkmak amacıyla şiddeti savunan partilerin bu çerçevenin dışında tutulması hukuk devletinin vazgeçilmez gereğidir. İşlenen faillerin ve sonuçlarının dikkate alındığında HDP'nin kapatılması milli iradeye aykırılık teşkil etmeyecektir.
Türkiye çadır devleti değildir. Bir devletin üç temel ögesi söz konusudur. Bir devletin yıkım süreci 3 ögenin yıkımıyla başlayacaktır. Osmanlı İmparatorluğu üç ögesinde başlayan tahribatla yıkım sürecine girmiştir. CHP'ye ve İP'e göre, terörist Demirtaş serbest bırakılmalıdır. Teröriste terörist diyemeyen potansiyel suçlara ortaktır. Teröristlere cici çocuk muamelesi yapacak kadar gayri milliliğe savrulmuşlardır. CHP yönetimi teröriste değil, valilerle kaymakamlarla, çavuşlarla uğraşmaktadır. CHP yönetimi militan arıyorsa Boğaziçi'nde teröristlere eylem birlikteliği yapan DHKP-C'lilere ve il başkanlarına bakacaklar.
Terörle mücadeledeki yüksek başarı HDP'yi ürkütmektedir. CHP korkarken, İP rahatsız olmaktadır. Bunların hepsi birdir. Aynı çuvala, aynı kaba girmişlerdir. Terör örgütlerinin sonu gelmiştir. Hainlerin kaçacakları ve saklanacakları yer kalmamıştır. Zafer işareti yapan sözde milletvekilini ve zihniyetini anaların bedduaları yerle yeksan edecektir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in karşılıklı mutabakat ve onaylarıyla Şuşa'ya okul yapma projemiz uygun bulunmuştur.